Siber Koruma A.Ş kurucusu Uğur Çoban’ın açıklamaları şu şekilde :
“Dış Güçlerin Türk şirketlerini nasıl batırdıklarını sizlere örneklerle aktarmaya çalışacağız. Dış güçler rakip gördükleri şirketleri önce “i) Yatırım yaparak kendilerine çekmek ve onlara çalışmasını isterler”, eğer buna yanaşmazsa “ii) Şirketi komple satın almak isterler”, ona da yanaşmazsa “iii) Şirkete #TerstenBoykot hareketi uygulayıp batırırlar”. Peki bu #TerstenBoykot hareketi ile Türk şirketleri nasıl batıyor? Tamamen yasal görünen bu hareketi tek tek açıklayalım.”
Kahve/Restoran Dükkanları
- #1 Dükkan ilk açıldığı andan itibaren sahte müşterilerle tıklım tıklım doldurulur. Dükkan girişi, Kasa önü, tuvaletlerin önünde sahte kuyruklar oluşturulur. Masalarda oturacak yer bile bulamazsın. Gerçek müşteriler geldiğinde zaten o kuyruğu görüp geri döner.
- #2 Tuvaletlerden saatlerce çıkmazlar, çıkan ise “benden önce giren aynayı çatlatmış, klozeti kırmış ve sifon çalışmıyor” diyerek çıkar. “Olaki çalışan siz yaptınız bunu, ilk siz girdiniz derse?”; “Benden önceki yapmıştır, ben yapmadım aç kameraya bakalım der”; “Çalışan tuvalette kamera yok ki der”; ve olay kapanır. Kimse bir şey ispat edemez.
- #3 Masada oturanlar arkadaşlarıyla yüksek sesli konuşur, hiç bir şey yemezler/içmezler. Eğer personel gelirse, 4kişilik masada sadece 1kişi “en küçüğünden ve ucuzundan bir kahve/yemek sipariş eder. Diğerleri sonra karar vereceğim” der.
- #4 Masada oturanlar laptop açar ve elektrik tüketir, klimayı daha çok açtırır, bitcoin tarzı cihazları prizlere takar ve daha çok elektrik tüketmesini sağlar. Onlarda saatlerce kalkmaz ve dinledikleri müzik sesi rahatsız edicidir.
- #5 Masada oturanlar sürekli birbirleriyle dalaşır ve herkesi huzur eder. “Sessiz olun, müziğin sesini” kısın diyerek birbirine hakaret ederler. Güvenlik görevlisi gelirse ona da bağırmaya başlarlar.
- #6 Bazıları olayları büyütür ve içtiğim kahvenin FİŞİNİ vermediniz, siz vergi kaçırıyorsunuz der. Maliye’yi arar, Zabıta’yı arar. Dükkan fişini gösterir ama müşteri o fişin ona ait olmadığı söyler çünkü “fiş üstünde tc kimlik no yazılmamaktadır” bu sebeple zabıta teftiş edip inceleme yapar, maliye de inceleme yapar. Sonra bir anda herkes telefonu çıkarır ve sosyal medyaya yükler “XX e gelmeyin arkadaşlar bunlar vergi kaçırıyor, görüyorsunuz zabıta memurları denetlemeye geldi” der. Viral olurlar.
- #7 Sonra 2 kişi kendi arasında tartışır, masa ve sandalye havada uçuşur daha sonra cam çerçeve aşağıya iner, yine herkes telefonuna sarılır, sosyal medyada “XX’e gelmeyin arkadaşlar, olay var, can güvenliği yok, hadi gidelim burdan derler” herkes bağırır, çağırır ama herkes yine yerine geri döner. Bu da viral olur. Sadece kavga edenler kaçıp gider
- #8 Kasa önünde ise, sürekli onu mu alsam, bunu mu alsam diye bekletirler. En ucuzundan kahve alır, beğenmez. “Bu soğuk, tekrar yapın” der. “Bu bayat tarihi geçmiş, yenisini verin der” Bu şekilde her müşteri en az 15dk oyalanır, sonra ben “su da alacaktım” der ve tekrar sıraya geçer
- #9 Kasa önünde başka bir olay ise, iki üç yer/içer ve beğenmez, çalışana fırlatır, çalışanla tartışır sonra olayı büyütür. Herkes yine telefonunu çıkarır, sosyal medya da “XX de olay, çalışan müşteriyi dövdü” tarzında viral yaparlar.
- #10 Kasa önünde başka bir olay ise, yine kahvesinden içer, kahveyi yere fırlatır, yalandan yere bayılır, herkes başına toplanır. “Kahve içti zehirlendi” diyerek sosyal medyada paylaşılır. Ambulans aranır, Belediye aranır, Polis aranır.. herkes gelir. Zehirlenen kahve çekirdeklerinden 1–2 tanesinde mikrop olduğunu savunur ve tüm paketli kahvelerinin içinin açlıp bakılmasını ve denetlenmesini talep eder. Polis kahve paketlerini alır gider, belediye mühürlemeye kalkar, Devlet hastahanesi ambulansı gelirse ücretsiz en yakın hastahaneye götürülür ve şikayetçi olunur. (Eğer özel ambulans gelirse, benim bir şeyim yok der kalkar gider sözde zehirlenen)
- #11 Kasa önünde başka bir olay ise, baristalar ile dalaşır ve kahve yüzünden hakaretleşir. Polisi arar ve şikayetçi olduğunu söyler. Hem barista hemde müşteri, diğer personelleri şahit göstermek adına hepsi gelen polisle karakola gider ve dükkan kapanır.
- #12 Baristalara hakaretler yapılır, bu dükkan “Atatürkçü, sen dindar değil misin?” tarzı bel altı atışmalar yaparlar ve esas kahve işini yapan baristaları işe gitmemelerini, ücretsiz izin/yıllık izin almaları yönünde baskı yaparlar. Ve baristalar nedense hasta olur işe gelmez.
- #13 Dükkan kapanacaktır, ama kimse kalkmaz, tuvalletteki çıkmaz derken saati geçer, tekrar zabıta çağrılır ve ceza yazılması istenir. Her çıkan olayda sosyal medyada karalama kampanyaları düzenlenerek her yere yazılır
- #14 Tüm bu yaşananları şikayetvar, google yerel işletmeler tarzı tüm değerlendirme sitelerine 1yıldız olarak girilir, ve resimli/videolu olarak her yere yayılır. Marka karalama kampanyası son hızıyla devam eder
- #15 Ortada duran kahve bardakları, kahve paketlerini alıp alıp çıkar bazı müşteriler, güvenlik/çalışan “bir dakika onun ücretini ödemediniz derse”; “ödedim kameradan bakın der”, işi gücü bırakıp kameradan bakarlar, sonra “kamera kayıtlarını sildiğinizi söyler müşteri”; daha sonra kredi kartından ödemiş olduğu aslında içtiği kahveyi göstererek “bak, kredi kartımdan çekilmiş”; “150tl kampanyalı aldım bu ürünü” der, “indirimde yakaladım” der, olay büyür polis çağrılır, hep beraber karakola gidilir ve ifade yazılacağı zaman. Müşteri derki alın “kahve paketinizi/bardağınızı lanet olsun, paramda haram olsun” der karakoldan çıkar
- #16 Sonra bu dükkan hangi global markanın ise, onun diğer ülkelerdeki sosyal hesaplarına ve yorum yapılan sistemlerine 1yıldız verir ve ingilizce, almanca ne kadar varsa yazarlar ve yurtdışı dükkanlarada olay sıçrar
- #17 Kahveler masalara döküldü, sandalyelere döküldü, duvarlara döküldü, masalar çizildi ve kırıldı, sandalyelerin bacakları yamuldu.. her türlü zararı verdiler
- #18 Kredi kartıyla ödeme yapan, kahvesi/yemeğini bitmeden bankasını aradı ve “bu işlemi kendisinin yapmadığını” söyler. Tutar düşük olduğu içinde şifresiz bir işlem olduğundan dolayı, sürekli chargeback (ödeme itirazı) gelir dükkana. Daha sonra banka Ödeme POS’unu kapatır.
- #19 Nakit ödeme yapan ise vergi ihbar hattını arayarak (Alo 189) şikayet eder, fişini çöpe atar ve fiş vermediklerini söyler
- #20 Hiç bir alakası olmaması halde ALO 170 SGK şikayet hattını arayarak, kaçak işçi çalıştırdıklarını, personellerin hepsinin SGK’sinin yapılmadığını söylerler
- #21 Sosyal medya üzerinden Dükkanın kullandığı, ona kahve veren üretici firmanın, ona pos cihazı veren bankanın hepsinin sosyal hesabı “ENGELLE, ŞİKAYET ET” yapılır, ve “SPAM/DOLANDIRICI” olarak işaretlenerek sosyal hesapları kapatılması sağlanır.
Giyim/Ayakkabı Mağazaları
- #1 Dükkan ilk açıldığı andan itibaren içeri girenler 5–10tane kıyafet alır ve kabine girer. Bir çok kıyafet yere saçılır, düşer. Kabinden saatlerce çıkmazlar.
- #2 Sadece ödeme kasasında ve kabinlerde sıra olur ki gerçek müşteriler ürün satın alamasın.
- #3 Kasada ki sıra, az önce aldığı malı “iade etmek” istediği içindir. İade eder, tekrar başka alır, yine iade eder, yine alır, yine iade eder.. kısır bir döngü
- #4 Eski ayakkabısını kabinde bırakır, yenisini giyer gider ve ödeme yapmaz.
- #5 En pahalı olan ürünü alır(100X) ama etiketini ucuz olan(10X) malın etiketiyle değiştirir, ödeme yapar ve çıkar gider
- #6 Kıyafet bakarlarken, o der “ben buldum”, öteki der “ben buldum bu benim”, kıyafetin başında anlaşamazlar olay çıkar, kıyafet yıpranır/yırtılır, sonra ikiside yere bırakır gider.
- #7 Kabindekiler sürekli bunun “pembesi var mı?”, “XSmall var mı?” şeklinde personelleri sürekli çalıştırır
- #8 Kabindekiler çıkarken kıyafetleri orada bırakır ama hepsi yırtılmış, sökülmüş, yıpranmıştır. Hepsi defolu mal olmuştur, kabinde kamera olmadığı için kimse bir şey ispatlayamaz
- #9 Kabindekilerin kimi alarmı söker, çantasına koyar, kimi içine giyer, kimi ödemesini yaptım ben bunun der alır gider
- #10 Kredi kartıyla ödeme yapan, ödemeyi yapar yapmaz bankasını arar ve “bu işlemi kendisinin yapmadığını” söyler. Tutar düşük olduğu içinde şifresiz bir işlem olduğundan dolayı, sürekli chargeback (ödeme itirazı) gelir mağazaya. Daha sonra banka Ödeme POS’unu kapatır.
- #11 Nakit ödeme yapan ise vergi ihbar hattını arayarak (Alo 189) şikayet eder, fişini çöpe atar ve fiş vermediklerini söyler
- #12 Hiç bir alakası olmaması halde ALO 170 SGK şikayet hattını arayarak, kaçak işçi çalıştırdıklarını, personellerin hepsinin SGK’sinin yapılmadığını söylerler
- #13 Sosyal medya üzerinden Mağazanın kullandığı, ona ürün veren üretici markanın, ona pos cihazı veren bankanın hepsinin sosyal hesabı “ENGELLE, ŞİKAYET ET” yapılır, ve “SPAM/DOLANDIRICI” olarak işaretlenerek sosyal hesapları kapatılması sağlanır
- #14 Eğer bu mağaza global bir markanın ise, onun diğer ülkelerdeki sosyal hesaplarına ve yorum yapılan sistemlerine 1yıldız verir ve ingilizce, almanca ne kadar varsa yazarlar ve yurtdışı mağazalarına da olay sıçrar
- #15 Lüks kıyafeti alır çıkar, ödeme yaptığını söyler, kamera kayıtları incelenir, “kamera kaydının silindiğini” iddaa eder, mobil bankacılıktan “ödeme yaptığını gösterir ve ürünü kampanyalı aldığını söyler.” Polis çağrılır, karakola gidilir, tutanak tutulacağı zaman, ürün geri verilir ve oradan ayrılır. O süreçte mağaza kapalı kalır
- #16 Nakit ödeme yapar ve fişini çöpe atar müşteri. Sonra zabıtayı ve belediyeyi arar. Fiş kesmediği için işlem başlatılmasını söyler
- #17 Ürünlerde alerjen olduğunu söyleyerek sürekli kaşınmaya başlar müşteri, ambulansı arar, polisi arar, zabıtayı arar. Tüm ürünlerin denetlenmesini ister
- #18 Bir olay çıkarsa, hemen sosyal medyaya yüklenir ve karalama kampanyası düzenlenir. Ve viral olur.
Temizlik/Yiyecek/İçecek vb. Ambalajlı Ürün Satan Süper Marketler
- #1 Dükkan ilk açıldığı andan itibaren yoğunluk olur ve herkes alışverişe başlar.
- #2 Ödeme kasasında sıra olur ki gerçek müşteriler ürün satın almak isterse yoğunluğu görüp vazgeçsin.
- #3 Kasada ki oluşan sıra, az önce aldığı malı “iade etmek” istediği içindir. İade eder, tekrar başka alır, yine iade eder, yine alır, yine iade eder.. kısır bir döngü
- #4 Tüm ürünlerden sepetine doldurur, kasaya gider hepsini geçirir ama kartını evde unutmuştur, geri bırakır
- #5 Tüm ürünlerden sepetine doldurur, kasada fiyat okurken fiyatlarını pahalı bulur, ben bu ürünü daha uygun gördüm der, o sebeple almak istemez. 1 ürün alır çıkar.
- #6 Ürünü alan, şikayetvar da bir şikayet gösterip, fişi ile geri getirir ve nakit parasını geri istemek için kuyruğa girer
- #7 Biri içerdeyken asitli içecek alır ve bir yudum içer ve zehirlendiğini söyleyerek yere düşer, ambulansı ararlar, belediyeyi ararlar, zabıtayı arar, polisi ararlar.. Herkesi toplarlar ve asitli içeceklerinin hepsinin incelenmesi talep edilir.
- #8 Yüksek fiyat tespit edilir ve acilen zabıta aranır ve göreve çağrılır. Zabıtanın gelmesi beklenir, inceleme yapılması istenir.
- #9 Ürün gramajı 900ise, 800geldi diyerek yine zabıta aranır ve göreve çağrılır ve inceleme yapması beklenir
- #10 Kredi kartıyla ödeme yapan, ödemeyi yapar yapmaz bankasını arar ve “bu işlemi kendisinin yapmadığını” söyler. Tutar düşük olduğu içinde şifresiz bir işlem olduğundan dolayı, sürekli chargeback (ödeme itirazı) gelir markete. Daha sonra banka Ödeme POS’unu kapatır.
- #11 Nakit ödeme yapan ise vergi ihbar hattını arayarak (Alo 189) şikayet eder, fişini çöpe atar ve fiş vermediklerini söyler
- #12 Hiç bir alakası olmaması halde ALO 170 SGK şikayet hattını arayarak, kaçak işçi çalıştırdıklarını, personellerin hepsinin SGK’sinin yapılmadığını söylerler
- #13 Sosyal medya üzerinden süper marketin kullandığı, ona ürün veren üretici markanın, ona pos cihazı veren bankanın hepsinin sosyal hesabı “ENGELLE, ŞİKAYET ET” yapılır, ve “SPAM/DOLANDIRICI” olarak işaretlenerek sosyal hesapları kapatılması sağlanır
- #14 Bir olay çıkarsa, hemen sosyal medyaya yüklenir ve karalama kampanyası düzenlenir. Ve viral olur.
- #15 Mal indirecek depo önüne arabalar park edilir ki, mal indirmekte zorlansınlar
Elbette bunlarla sınırlı değil, Türk şirketlerini batırmak için daha neler neler yapıyorlar. Bu şekilde yüzlerce madde sayabilirim ve hiç biri hukuka aykırı değil.
🎯 Peki biz nasıl boykot yapmalıyız?
Savaşlarda masum insanlar ölüyor ve aslında onları biz öldürüyoruz. Çünkü savaş eşittir para demektir. Sen bir ürün alıyorsun, onun parası mermiye dönüşüyor ve masum insanlar ölüyor.
Bizim bir boykot önerimiz var ve üstelik oturduğunuz yerden elinizdeki telefon ve bilgisayarla yapabileceğiniz, her savaşı bitirebileceğiniz bir boykot formülümüz var. Ama maalesef hiç bir haber ajansı bizi dinlemiyor.
Eğer hiç kimse bizi dikkate almazsa, biz yine de “3 Şubatta bir canlı yayında” farklı bir metod ile bunu halka açıklayacağız.
Hazırlayan: Siber Koruma A.Ş kurucusu Uğur Çoban
Kaynak : https://siberkoruma.com/tersten-boykot